Anime Heoye
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Anime Heoye

Türk Anime ve Japonya Fanları!
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 TÜRK FELSEFECİLERİ --- LONNA KUÇUARDİ

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Misafir
Misafir




TÜRK FELSEFECİLERİ     --- LONNA KUÇUARDİ Empty
MesajKonu: TÜRK FELSEFECİLERİ --- LONNA KUÇUARDİ   TÜRK FELSEFECİLERİ     --- LONNA KUÇUARDİ Icon_minitimeSalı Haz. 29, 2010 10:00 am

Prof. Dr. Ionna Kuçuradi , (1936 - .... )


Deger felsefesini temel alan bir yaklasimin öne çikmasini saglayan Kuçuradi, 4 Ekim 1936da Istanbul’da dogdu. Ilkögrenimini Istanbul Merkez Rum Ortaokulunda, ortaögrenimini ise Zapyon Rum Kiz Lisesinde yapti. 1954te girdigi Istanbul Üniversitesi Felsefe Bölümünden 1959 yilinda mezun oldu. Ayni yil Takiyettin Mengüsoglunun asistani olarak bu bölümde göreve basladi. Ancak bir yil sonra görevden ayrildi. 1965te hazirladigi Schopenhauer ve Nietzschede Insan Problemi adli çalisma ile doktorasini tamamladi.1965-68 yillarinda ****** Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde Felsefe ve Latince dersleri verdi. 1968de Hacettepe Üniversitesi Sosyal ve Idari Bilimler Fakültesi Egitim Bölümüne geçti. 1969 yilinda yeni kurulan Felsefe Bölümünün baskanligina getirildi. 1970te Insan Felsefesi Bakimindan Deger Problemi adli teziyle doçent; 1978de ise Aristotelesin Ousiasi ve Substans Kavrami adli çalismasiyla profesör oldu. Hacettepe Üniversitesi Felsefe Bölümünün kurulusundan bu yana baskanligini yapmaktadir.Ionna Kuçuradi, 1970li yillarin ortalarindan itibaren ve özellikle de 1980lerden sonra felsefenin ne ise yaradigini gösterebilmek için önemli faaliyetlere giristi.


1973 yilinda Varnada gerçeklestirilen XVI. Dünya Felsefe Kongresine ilk kez katildigi sirada edindigi izlenim sonucunda Türkiyenin ülke olarak bu kongrelerde temsil edilebilmesi için gereken bir mesleki örgütün kurulmasi ihtiyacindan hareketle 1974 yili baslarinda Ankarada Felsefe Kurumu adiyla kurulan dernege öncülük etti. Felsefe Kurumunun adi 1979da Bakanlar Kurulu karariyla Türkiye Felsefe Kurumu olarak degistirildi. Bu degisiklik, ayni yil içinde kurumun Uluslararasi Felsefe Kurumlari Federasyonuna (FISP) üye olmasini sagladi. Türkiye Felsefe Kurumunun 1980 yilina kadar genel sekreterligini yürüten Kuçuradi, o yil Nusret Hizirin ölmesiyle baskanliga getirildi. 1982de Uluslararasi Felsefe Kurumlari Federasyonunun yönetim kurulu üyeligine seçilerek 1988de genel sekreter oldu.


1998de ise federasyonun baskanligina getirildi.Türkiye Felsefe Kurumu, Kuçuradinin gerek genel sekreterlik döneminde gerekse bugüne kadar süren baskanlik döneminde, özellikle Hacettepe Felsefe Bölümünün ögretim üyelerinin katki ve çalismalariyla yurt içinde hem yayin olarak degerli ürünler vermis hem de seminerler, konferanslar, paneller, anma toplantilari gibi çesitli önemli etkinlikler gerçeklestirmis; yurt disindaki çesitli etkinlikler ve kongrelere katilmada da ögretim üyelerine yardima olmustur. Ioanna Kuçuradi, felsefi antropoloji alanindaki çalismalarini yüzyilimiz felsefesi antropolojisine bir katki olarak degerlendirdigi hocasi Takiyettin Mengüsoglunu Hacettepe Üniversitesi Felsefe Bölümünde özellikle felsefi etik açisindan izlemis bir felsefeci olarak dikkati çekmektedir. Yalniz hocasinin çalismalarini izlemekle kalmamis; ayni zamanda felsefi bilginin ancak gerçeklige bakarak üretilebilecegi noktasinda felsefe anlayisi bakimindan da Mengüsoglunun etkisinde kalmistir.


Ioanna Kuçuradinin deger ve degerlere olan ilgisi de Mengüsoglunun Nietzsche üzerine verdigi derslerle baslamistir. Max Scheler ve Nietzschede Trajik adli çalismasinda Schelerden hareketle bir insan fenomeni, bir yasam fenomeni olarak trajigin özünü belirlemeye çalisirken, onun her zaman degerler ya da deger karsilastirmalariyla ilgili oldugunu, mekanik bir dünyada trajik olanin ortaya çikamadigini vurgulayarak trajedinin günlük hayatla olan ayrilmaz iliskisine deginir. Yasanan hayatin olup bitmeleri içinde sanatin ve felsefenin bir araya getirildigi bu çalismasinda, bir fenomen olarak insanin trajik durumunu temellendirmeye çalisir. Doktora asamasinda deger felsefesine dogrudan dogruya egilmeyen Kuçuradi, Mengüsoglunun felsefi antropolojiyi esas alan yaklasimini Schopenhauer ve Nietzschede insan problemini arastirirken de sürdürür. Kuçuradi için daha sonra giderek belirginlesen ve vurgulanan bir görüse, moral ile etiki birbirinden ayirma konusuna ilk kez deginmesi itibariyle Schopenhauerun onun felsefesinde ayri bir önemi vardir.Ioanna Kuçuradinin felsefi antropolojiden etige dogru yol alan düsünce gelisiminin en önemli basamaklarindan biri, aslinda doçentlik tezi olan “Insan ve Degerleri”dir. Her ne kadar tezin adi Insan Felsefesi Bakimindan Deger Problemi olsa da felsefi antropoloji burada artik yalniz bir yaklasim biçimidir. Temel sorun önceki çalismalarinda oldugu gibi bir fenomen olarak insan problemini arastirmak degil, bir fenomen olarak deger problemini ortaya koymaktir. Böylece felsefi etige giden yolda önemli bir problemi açikliga kavusturmak amaçlanir. Ancak Kuçuradi burada da Mengüsoglundan hareket etmistir. Mengüsoglu, “Degismez Degerler ve Degisen Davranislar -Felsefi Ethik Için Kritik Bir Hazirlik-“ adli eserinde etik fenomenleri antropolojik-ontolojik bir yaklasimla ortaya koymaya çalisirken, arastirmasini degisen davranislarla degil degismez degerlerle temellendirmek isterken, antropolojik-ontolojik bir etik kurma amacindadir. Kuçuradinin yaptigi da hocasinin bu girisimini daha sinirli bir alanda, deger problemi çerçevesinde gerçeklestirmektir. Onun da vurgusu, degerlerin ve degerlendirmelerin degismesine karsilik, deger in degismez oldugu üzerinedir.Böylelikle Kuçuradi etik ile ahlâki birbirinden ayirma amacinda oldukça önemli bir mesafe kaydetmis olur. Öte yandan onun deger problemiyle ilgilenmesinde artik salt felsefi bir kaygi degil, ayni zamanda bugünün fenomenlerini kavrama, çagi arilamayi antropolojik bir deger felsefesi çerçevesinde ele alirken bir yandan da yasanan hayattaki deger problemlerini aydinlatma da söz konusudur. Kuçuradi, soyutlamayi esas alan geleneksel etikteki kavram analizi yerine, bugünkü etikte fenomen analizinin deger problemini ortaya koymak bakimindan daha uygun bir yaklasim oldugunu belirtir ve etikle antropoloji arasindaki ilgiyi özellikle vurgular.


Deger konusunda antropolojiyi temele aldigi kadar zaman-üsrü ve evrensel olmaya da önem veren Kuçuradi, hareket ettigi Scheler ve bir ölçüde Hartmannin ve dolayisiyla da Mengüsoglunun görüslerinden ayrilarak ahlâk yasasini evrensel bir ölçü olarak alip numenin metafizigini temellendiren Kanta yönelir. Fakat Kuçuradi, her çaga özgü niteliklerin deger probleminde dikkatten uzak tutulamayacagini da göz ardi etmez. Hatta bu durumu insan gerçekliginin degerlendirilmesindeki çagdan çaga degisen insan anlayislarini isleyen sanat eserlerinden örneklerle açiklar. Ancak yine de çagin insan anlayisinin ve buna dayali olarak yapilan deger biçmelerin antik bir temelden yoksunlugunu dikkate almak gerektigini vurgular. Çünkü Kuçuradi için bütün insanlari asan ama tek tek kisilerin haklarini ve degerini ortaya koyacak bir etigin kurulmasi esas amaçtir. Bu amaçla kurulacak bir deger felsefesinin basarabilecekleri can alici önemdedir.Kuçuradinin eserlerinde karsilasilan insan-deger-çag üçlemesi, onun felsefe yolculugunda oldukça önemli kavramlardir. Öyle ki irdelemelerinde felsefe tarihi bilgisinden çok çaga iliskin problemleri dile getirmeye çalistigi, felsefe tarihine ait bilgilere genellikle bugünü anlamak için basvurdugu görülür. Nitekim hazirladigi Hacettepe Felsefe Bölümünün lisans programindaki hemen hemen tüm sistematik derslerin taniminda, ilgili felsefe problemlerinin tarih içindeki gelisimi yaninda bugünkü durumu da vurgulanmaktadir.Gerçekten de Kuçuradide felsefeye salt kuramsal bir yaklasim ya da düsünce cambazligi gözüyle bakilmaz. Onda felsefi bilgiye dayanarak, yasanan hayatta yapilanlar veya olan bitenler ile degerler bilgisi arasindaki aykiriligi görme anlaminda kazanilacak problem bilinci araciligiyla çagin olaylari”ni anlamak, temel hedef olarak belirginlesmektedir. Böylece onun düsünüsünde felsefenin bu hedef adina ise kosulmasi gibi bir amaçla karsilasilir. Onun felsefeye sanat felsefesiyle baslayip felsefi antropoloji ile devam ettikten sonra etikte karar kilmasinda bu amacinin önemli bir etkisi vardir. Kuçuradinin felsefe egitimi anlayisi da böyle bir felsefe anlayisina dayanir. Bu anlayista felsefi bilgi araciligiyla felsefi bakisi kazanmak, böylelikle de çagin olaylarini ve basta degerlendirmeler olmak üzere her günkü fenomenleri anlamak temel amaç olmaktadir.Basta Goethe Madalyasi olmak üzere birçok uluslararasi ödülü olan Ionna Kuçuradi, 2003 yilinda düzenlenen 21. Dünya Felsefe Kongresi’nin Türkiye’de yapilmasina öncülük etti. UNESCO, 21. Dünya Felsefe Kongresi’nin basarili bir sekilde yapilmasina büyük katkisindan ve bu alanda yaptigi bilimsel çalismalardan dolayi, Ioanna Kuçuradi’nin, 2003 Felsefe Ödülü’ne layik görüldügünü bildirdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
TÜRK FELSEFECİLERİ --- LONNA KUÇUARDİ
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» TÜRK FELSEFECİLERİ --- Bedia Akarsu
» TÜRK FELSEFECİLERİ --- AHMET İNAM
» TÜRK FELSEFECİLERİ --- MECİT GÖKBERK
» TÜRK FELSEFECİLERİ --- ARDA DENKEL
» TÜRK FELSEFECİLERİ --- ORUÇ ARUOBA

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Anime Heoye :: Bilim & Felsefe :: Felsefi Akımlar-
Buraya geçin: