Aliens vs Predator İncelemesi

ALIENS PREDATOR'A KARŞI, AMA İNSAN OĞLU HEPSİNE KARŞI!

Klasikleşmiş bilim kurgu gerilim - filmlerinin önde gelen isimleri, her zaman belirttiğim gibi film camiasının en iyi alternatifi olan oyun camiasında da karşımıza çıkmaya devam etmiştir. Genel anlamda ise bu durum hüsranla sonuçlanmıştır. Bir film oyunu oyun platformlarına çıktığında ya da bir oyun filmi beyaz perde'de boy gösterdiğinde akıllarda ve dillerdeki tek şey "vasattı" kelimesi olmuştur. Sayılı yapımlar haricinde tabii. Alien ve Predator ikilisinin karşı karşıya geldiği yapımlar ise şu ana kadar yaşattığı o karanlık vahşeti ile gerilimi hissettirmeyi başarırken, Rebellion'ın bir kez daha bizi buluşturduğu AvP yapımı ile aradığımız ve özlediğimiz o gerilimi ne kadar hissettik dersiniz...

Alien ve Predator'lerin ortak geçmişinin yaşandığı bir gezegende, kendi açlığının esiri olmuş ve bu yolda tüm kaynaklarını tüketebilmiş, hatta kendi ırkına bile ihanet edebilmiş insan oğlunun bu avcılarla yollarının bir kez daha kesişmesi, bu dönüm noktasına tanık olan bizleri ne kadarda soluksuz bırakıcı ve karanlık bir girdabın içine çekerdi değil mi? Ama sanıyorum ki bu seferki girdap gibi dibe çeken bir karanlık değil, içi boş bir karanlık...



ÜÇ ÇİFT GÖZÜM VAR, HEPSİ ÜZERİNDE

Büyük bir şirketin yeni biyolojik silahlar üretmek için temel attığı bölge'de, Xenomorph ayaklanmasını durdurmak üzere göreve çıkan askerlerin, Weyland laboratuarında yetişkin hale gelene kadar test aşamalarında insanların bile feda edildiği bir Xenomorph'un ve çatışmaların arasındaki avcı Predator'lerin perspektifi ile bakıyorsunuz bu koca Evren'e. Aslında geyet açık, oyuna ister başlangıçta, isterse oyun esnasında her 3 karakterlede dahil olabiliyorsunuz. Seçim size kalmış, her üç karakter tipininde kendine ait ölümcül silahları bulunuyor. Böylesi bir arena'da silahlardan çok yaşanacak o vahşetin derinliğini düşünebilirsiniz. Zira, Alien ve Predator gibi iki avcı ırk ve ortasında her ne kadar fiziksel güçleri yetersiz olsada vahşette her zaman bir adım öne çıkabilecek insan ırkını görüyorsunuz. Bu sunumun size hissettireceği ise ne yazık ki olması gerektiği kadar derinlemesine ve akıcı değil. Her biri ayrı dert, oyuna insan olarak başlarsanız eğer, mevcut silahlarınız sizin tek savunma aracınız olsa da koca bir Xenomorph ordusunun önünde basit ama yenilmezsiniz. Çünkü hiç bir derdiniz yok, o kadar tek düze ki; karşınıza bilmem kaçtane yaratık çıkıyor, tek yaptıkları o duvardan bu duvara deli gibi atlayıp üzerinize saldırmak, sizin yaptığınız tek şey ise onlara ateş açmak ve yok etmek. Evet, belki olması gerekende bu, ama emin olun ki bu şekilde değil. Hani şöyle karşınıza çıktığında kaçacak delik arayacağınız, aman şunu geberteyimde ardından diğerini geberteyim düşüncesinde olmak yerine, nereden çıkabilir? Ne ile saldırmalıyım diye diken üstünde duracağınız, karşınıza çıktıklarında ise sinir stres yerine ödünüzün patlayacağı sahneler yok. Vur, kır, parçala yapıyorsunuz ve oyunun başından sonuna kadar bu böyle devam ediyor. Size eğlence anlamında bir getiride sağlamıyor, sadece sinir katsayılarını artırmakla meşgul. Etrafınızdaki Xenomorph kuşatmasının farkında oluyorsunuz, karanlığın içinde pat küt size saldırıyorlar gelişi güzel, sonucunda ise ya ne olduğunu anlamadığınız bir şekilde öleceksiniz, ya da 3 - 5 tanesini görüp kafasını yaracaksınız. Bunu yaparken ise kaçmak istemeyeceksiniz, eğlenemeyeceksiniz çünkü öyle bir an geliyor ki "ya bas git şuradan bende yoluma devam edeyim ya da oyunu kapatıp ebediyen raf'a kaldırayım" diyorsunuz. Bu tekdüze aksiyonu yaşamanızda size yardımcı olan silah envanterleride var. Toplamda 3 çeşit silah taşıyabiliyorsunuz, ilki ana silahınız eftik tabanca olmak üzere 2 çeşit uzun namlulu silah taşıyabiliyorsunuz. Bunlar makineli tüfekler, pompalı ya da alev püskürtücülerden oluşuyor. Ekipmanlara ek olarak, çıldırmış derecesinde hiç susmayan hareket algılayıcınız var. Ekranın sol alt köşesinde bulunuyor, düşmanların ne tarafınızda kaldığını bu radar sistemi ile görebiliyorsunuz. Zaten avcılar düzensizce ve deste deste saldırdıkları için orayla neredeyse hiç ilgilenmeden sağa sola ateş ediyorsunuz.


Tabii bahsettiklerim Marine, yani insan ırkı için geçerli olanlar. Alien olarak oynamayı seçerseniz, bir laboratuar deneyi olarak uyanıp, bir avcı olarak çıkıyorsunuz. Alien ile oynamak biraz daha zevkli, seri hareket ediyorlar, asla yorulmuyorlar ve gerçek birer avcılar. Yakın mesafe saldırıları için tasarlanmış yaratıklar ve çok güçlüler. Duvardan duvara atlamak, duvarlarda yürümek, insanları kemirmek ve hücrelerine ayırmak gibi kabul edilebilir özellikleri bulunuyor. Ama onun güzel büyüsünüde karmaşık kontroller ile kamera açılarının hızlı manevralarda takibinin zorlaşması ile bozuluyor. Eğer ki bir Predator olarak ilerlemeyi seçerseniz, daha fazla seçenek ve Alien'a göre biraz daha rahat oynanabilirlik sunuyor. Predator'lerin en sevdiğim özelliği, kendilerine entegreli plazma silahlarının bulunması oldu. Birde hedefleri kolay takip edebilmek için otomatik hedef editörünüz var. Ellerindeki bıçaklarıda adam doğramak için birebir. Ama oyunun öyle bir yapısı var ki, kimle oynarsanız oynayın eninde sonunda yapacağınız şey çizgiselleşiyor. Sadece koruma ve tek bir saldırı çeşidi ile oynamaya başlıyorsunuz. Çünkü alternatif silahları kullandırmanızı gerektirecek birşey yok, daha öncede bahsetmiştim, bir Xenomorph saldırısı başladığında onlar sizin dibinize sokulup el kol hareketi yapıyor, sizde bir blok yapıp ardından şaplağı gömüyorsunuz. Saldırılar bundan ibaret ister insan olun ister Predator. Avcılar düşman olarak geldiğinde tam bir ucube, sinir bozmakta birebir hareket ediyorlar ve iki parmağınız R1 ile L1 tuşlarında tüm oyunu idare ediyorsunuz. Savaş anlamında eğer seçerseniz, diğer 2 ırka göre en çok farklılık gösteren Alien oluyor zaten, seri hareketler ve öldürücü darbeler... Ama tek düzelikten maalesef kurtuluşu olmuyor.


KARANLIKTAN GİDEMEMEK

Karanlık konsepti ile dikkat çeken yapımın büyük bir kısmı iç ve daraltıcı mekanlarda geçiyor. İç mekanlar bu tür gerilim aksiyon oyunlarından her zaman aşina olduğumuz her tarafı demir yığını koridorlar, karanlık ve parçalanmış cesetlerle kaplı ileri teknolojili mekanlardan oluşuyor. Bahsettiğim bu karanlıkta önünüzü görebilmek için bir adet fener ve sınırsız sayıda aydınlatma fişeği var. Fişekler sönene kadar yalnızca 1 tane atılabiliyor, söndükten sonra başka bir fişek daha atabiliyorsunuz. Bunlar zifiri karanlıkta loş ışıklıda olsa aydınlık yaratmak için birebir. Ama genellikle yerinizde durmadığınız için feneriniz sürekli açık duracak.

Bu karanlık atmosfer için koyu tonlar tercih edilmiş, tüm nesneler ve canlılar iyi modellenmiş sayılmazlar, ama bazı ışık - gölge oyunları daha ön plana çıkıyor her zaman. Fazla görsel olmasa da yerlerde sürünmüyor grafikler. Ses efektleride bir süre sonra bulantıcı hale gelebiliyor, ciyak ciyak bağıran Alien'lar kısa süre sonra televizyonunuzun sesini kısmaya sevk edecek sizi. Genel olarak ses efektleride kalite yaratmamış, inişli çıkışlı devam ediyorlar işte. Teknik olarak bazı hatalarıda var, mesela karşınızdaki bir elemanın anlamsızca sağa sola dönüp durduğunu görebilirsiniz. Yapay zekâ ise pek bir önem arz etmiyor çünkü deli gibi saldırıyor ve deli gibi saldırıya uğruyorsunuz. Bu düzlemde ise ne taktik yapmak, ne de düşmanların siper alması ya da akıllca hareket etmeleri gerekmiyor. Tek bir amaç var, öldür! Oyun hikaye sunumu ile de biraz kopuk geliyor, elbette hikayenin ana hatları belli yerlerde yavaş yavaş oturmaya başlıyor ama bunu sunmak konusunda çok başarılı değil. Özellikle de her bir bölüm bitiminde gelen başka karakterle devam etmek ister misin? Sorusuna cevabınız evet ise, ve bunu hemen her bölüm geçişinizde tekrar ederseniz bu oyun sizin için içi boş bir aksiyon oyunu haline dönüşebilir. Ama 3 karakter tipininde kendine has özellikleri ve kopuk bir sunumlada anlatsa hikayelerinin olması, ara ara karakter değişikliği yaptığınızda eğlence çıtanızı yükseltebilir.

Alien vs. Predator için ben diyeyim ki düz aksiyon, siz diyin ki gerilim - aksiyon. Aslında türü gerilim - aksiyon ama insanın sadece sinirlerini geriyor. Psikolojik bir gerilimi yok, şöyle böyle bir aksiyonu var ama onuda baltalayan çizgisel bir oynanışı var. Eğer siz bir Alien - Predator manyağıysanız, filmlerini bir kenara bırakıyorum önceki oyunlarını oynayıp beğendiyseniz, eh üstüne birde bu avcıları özlediyseniz büyük beklentiler içine girmeksizin alın oynayın. Ama şunuda unutmayın ki bu oyun sizler için bir kazanç ya da bir kayıp yaratmayacaktır.

Genel: 7.0

Grafik/Ses: 7.0

Eğlence/Atmosfer: 7.0

Artılar: İnişli çıkışlıda olsa bir Aliens - Predator senaryosunun bulunması.

Eksiler: Çizgisel oynanış, bazı kontrol ve açı problemleri, gerilimi bastıran aksiyonun tek düzeliği.
(Alıntıdır Eser sahibi:cold_winter)

Keyfin bilir demosunu oynadım fena deildi >)

paylaşım için teşekkürler..